Sarıyer Masaj Salonu

“İstifa mı ediyorsun?” “Yeter artık!” Møller masaya öyle sert vurdu ki boş şişeler fırladı. Sarıyer Masaj Salonu Peşinden yeşil koltuğa çöktü. Eliyle yüzünü ovuşturdu. “Seninkini kurtarmak için kendi işimi onlarca defa riske attım, Harry. Yaşamımda bana senden daha yakın olan insanoğlu var. Onların geçimlerini sağlamak zorundayım. Buraya kadar, Harry. Sana daha fazla yardımcı olamam.”

“Pekala.” Harry kanepeye oturdu ve bardaklardan birine viski koymaya başladı. “Kimse senden yardım falan istemedi, şef, ama gene de teşekkürler. Meydana getirdiğin kadarı için. Skal.” Møller derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. “Biliyor musun, Harry? Kimi zaman bu dünyadaki en kendini beğenmiş, en bencil ve en geri zekalı herifin teki haline dönüşüveriyorsun.”

Harry omuzlarım silkti ve bardağındaki içkiyi bir dikişte bitirdi. “İşten çıkarılmana dair belgeleri imzaladım, ” dedi Mølller. Harry bardağını yeniden doldurdu. “Müdürün masasındalar. Tek eksik olan şey onun imzası. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun, Harry?” Harry başıyla onayladı. “Gitmeden önce bir yudum bir şeyler içmek istemediğine kararlı misin, şef?”

Sarıyer Masaj Salonu

Møller ayağa kalktı. Odanın kapısında durakladı. “Seni bu halde görmenin beni ne kadar incittiğini bilemezsin, Harry. Rakel ve işin haiz olduğun her şeydi. Önce Rakel’den oldun. Şimdi de işinden.” Her ikisini de tam olarak dört hafta önce kaybettim, diye geçirdi kafasından Harry. “Çok üzgünüm, Harry.” Møller çıkarken kapıyı arkasından yavaşça kapattı. Kırk beş dakika sonra

Harry koltukta sızmıştı. Ziyaret gelenler olmuştu fakat o üç hanım değil. Kripos’un başındaki adam. Tam olarak dört hafta ve üç gün önce. Fazla susayanlar için polis merkezine iki adım mesafede ve alt tabaka insanlara da tehlikeli derecede yakın bir bar olan Boxer”da buluşmayı isteyen emniyet Müdürü’nün kendisi olmuştu. Yalnız o, Harry ve Roy Kvinsvik.

Harry’ye her şeyi mümkün olduğunca resmiyetten uzak yollardan hallederlerse manevra yapabilmesine olanak olacağını söylemişti. Harry’nin manevra olanakı hakkında bir şey söylememişti. Sözleştikleri saatten on beş dakika kadar sonrasında Harry Boxer”a geldiğinde güvenlik Müdürü arka masalardan birine oturmuş bira içiyordu. Harry ince ve otoriter burnunun her iki tarafındaki oyuklarda parlayan mavi gözleriyle kendisine bakmış olduğunı hissedebiliyordu. Gür beyaz saçları ve dik bir duruşu vardı. Yaşına nazaran zayıf sayılırdı.